D VİTAMİNİ VE EKSİKLİĞİ

03-01-2022 15:20
D VİTAMİNİ VE EKSİKLİĞİ

D Vitamini

Yağda çözünen vitaminlerden birisi olan D vitamini hormon benzeri fonksiyonlara sahip olan bir grup steroldür. Vitamin D’nin deride sentezlenen kolekalsiferol (D3 vitamini) ve besinlerle alınan ergokalsiferol (vitamin D2) olmak üzere iki formu bulunmaktadır. Sınırlı besinde bulunduğu için D vitamini çoğunlukla besin destek ürünleri, zenginleştirilmiş besinler veya direkt güneş ışığı yoluyla vücuda alınmaktadır. İnsan vücudundaki D vitamininin %90-95’i deride sentezlenmekte, az bir kısmı ise diyetle alınmaktadır. Bu nedenle coğrafik özellikler, mevsim ve güneşin geliş açısı D vitamini üretimini etkilemektedir. Yapılan bir çalışmada kış aylarında D vitamini seviyesinin yaza göre daha düşük olduğu ifade edilmektedir. Deride sentezlenen veya diyetle alınan vitamin D biyolojik olarak aktif değildir. D vitamininin etkin olabilmesi için vücutta aktif forma dönüşmesi gereklidir.

Son yıllarda yapılan araştırmalar hormon gibi etki gösteren D vitamininin kemik metabolizması dışındaki organların fonksiyonlarında da önemli rol oynadığını göstermiştir. Ayrıca vitamin D ‘nin, hücre büyümesini inhibe eden biyoaktif bir faktör, hücre farklılaşmasını, immün regülasyonunu ve hücreleri neoplastik dönüşümden korumayı sağlayan bir hormon olduğu belirtilmektedir. Vitamin D’nin bazı otoimmün hastalıkların gelişimi ile ilişkili olabileceği ileri sürülmektedir.

BEBEK VE ÇOCUKLARDA D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ

Beslenme sorunlarından en çok etkilenen yaş grubu bebekler ve 5 yaş altı çocuklardır, özellikle doğumu izleyen ilk 18 aylık dönemde büyüme ve gelişme çok hızlı olduğundan, bebek ve küçük çocukların beslenme durumu, çocuğun daha sonraki fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimi açısından büyük önem taşır.

İnsan sütünde D vitamini düşük olmakla birlikte; emzirilen bebekler, erken dönemde anne D vitamini seviyeleri normalse veya yeterli güneş ışığına maruz kalırlarsa, normal D vitamini seviyelerine sahip olabilirler. D vitamini yetersizliği bebeğin güneş maruziyeti azalırsa artmaktadır. Yüksek bölgelerde veya güneşe maruziyetin çeşitli nedenlerle az olduğu alanlarda doğanlar özel bir risk altındadır. Bu bebekler annelerindeki düşük D vitamini seviyeleri nedeniyle, düşük D vitamini depoları ile doğmuş olabilirler. Güneş maruziyeti veya eksojen D vitamini yetersiz kalırsa yaşla artan D vitamini eksikliği görülür.

Raşitizm kalsiyum depolanmasınınyetersiz olmasıyla karakterize bir hastalık olup, önemli sağlık sorunlarından birisidir. Raşitizm kemiklerde kalsiyum depolanmasının yetersiz olmasına bağlı olarak ortaya çıkan şekil bozukluklarına verilen genel bir isimdir ve hastalık en çok 3-24 aylar arasında görülebilmekle birlikte her yaşta grubunda da görülebilmektedir. En sık olarak görüleni, D vitamini eksikliğine bağlı olarak süt çocukluğu döneminde gelişen raşitizmdir ve tedavi edilmezse 2-3 yaşında kendiliğinden kemiklerde şekil bozuklukları bırakmaktadır. İnsan organizması, büyümenin en hızlı olduğu ilk 2 yaş ve adolesan ve gençlik döneminde D vitamini yetersizliğinden daha şiddetli etkilenmektedir. Raşitizm, havale geçirme, yürümede ve diş çıkarmada gecikme, kafatası kemiklerinin yumuşaklığı ve şekil bozukluğu, el bileklerinde genişleme, sık enfeksiyonlara yakalanma, baş terlemesi ve sürtünmeye bağlı arka kısımdaki saçların dökülmesi gibi bulgulara yol açabilir.

 

ADOLESAN VE YETİŞKİNLERDE D VİTAMİNİ İLİŞKİLERİ

İnflamatuar Bağırsak Hastalıkları ve D Vitamini

D vitamininin kemik sağlığı ve mineral metabolizmasındaki rolünden başka iskelet dışı yararlı etkileri de bulunduğu için, yaşam kalitesi ve kronik hastalıklardan korunmada günlük önerilen miktarlarda alımına tüm yaş gruplarında dikkat edilmelidir.

Gastrointestinal kanalın kronik inflamasyonu ile karakterize edilen inflamatuar bağırsak hastalıklarının (İBH) iki temel fenotipi ülseratif kolit ve Crohn hastalığıdır. Hem bireyin hem de ailesinin yaşam kalitesini azaltan her iki hastalığında dünya genelinde görülme sıklığı artış göstermektedir. Hastalıkla ilgili ilk tanımlamalar ve raporlar Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa’da yaşayan beyazlar üzerinde yapılmıştır. Genetik olarak yatkın olan bireylerin intestinal floraya uygunsuz immün cevap vermesi hastalığın patogenezinde rol oynamaktadır. İnflamatuar bağırsak hastalıklarının görülmesinde 100 kadar genin etkisinin olduğu ve Crohn hastalığında, ülseratif kolite göre genetik riskin daha fazla olduğu bilinmektedir. Ancak hastalıkların %25’inden daha azının ortaya çıkmasında bu genlerin etkili olması nedeniyle hastalığın ortaya çıkışında genetik yatkınlık ile birlikte çevresel ve diyetsel faktörlerin de etkili olduğu düşünülmektedir.

Etnik köken ve coğrafi bölgeler İBH görülme sıklığına etki eden faktörlerden bazılarıdır. Etnik kökenin inflamatuar bağırsak hastalıklarındaki rolünü araştıran bir çalışmaya 65 Kafkasyalı, 29 Güney Asyalı birey katılmıştır. Çalışmanın sonunda katılımcıların %39’unda D vitamini eksikliği olduğu ve Güney Asyalı bireylerde D vitamini yetersizliğinin Kafkasyalılardan daha fazla olduğu bulunmuştur.

Fransa’da yapılan bir çalışmada ise bireylerin güneşte kalma süreleri ile Crohn hastalığı insidansı arasında ilişki olduğu bulunmuştur. Bu durumun nedenleri arasında; güneş ışığı ile aktif hale gelen D vitamini, çevresel faktörler veya bu hastalığın da Multiple Skleroz gibi coğrafi bölgelere göre farklılık gösteriyor olması sayılmaktadır.

İnflamatuar bağırsak hastalığı olan bireyler üzerinde yapılan bir başka çalışmada özellikle bağırsak rezeksiyonu olan hastalarda vitamini yetersizliğinin daha sık görüldüğü bulunmuştur. Kemik mineral yoğunluğunun araştırıldığı bir çalışmada, 138 Crohn, 29 ülseratif kolit hastasında serum D vitamini ve kemik mineral yoğunluğu ölçümü yapılmıştır. Çalışmaya katılan Crohn hastalarının 88’inin, ülseratif kolit hastalarının ise 20’sinin kemik mineral yoğunluğu ölçümü değerlendirilmiştir. Sonuçta yapılan diğer çalışmalardan farklı olarak Crohn hastalarında serum D vitamini seviyeleri normal veya yüksek bulunmuştur. Özellikle steroid tedavisi alan inflamatuar bağırsak hastalarında osteoporoz görülme riski fazla olduğu için kalsiyum ve D vitamini takviyesi önerilen araştırmaların yanı sıra, steroid tedavisinin Crohn hastalarında görülen osteoporoz ile ilişkisinin olmadığını savunan araştırmalar da bulunmaktadır.

Crohn Hastalığı ve D vitamini

Crohn hastalığı; gastrointestinal sistemin herhangi bir bölümünde tutulum gösteren ve intestinal duvarın tüm tabakalarına etki eden kronik inflamatuar bir hastalıktır. İnflamatuar bağırsak hastalıklarına genetik olarak yatkın olan bireylerde bir veya daha fazla çevresel faktörün neden olduğu anormal gastrointestinal cevabın sonucunda hastalık ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışmalar D vitamini eksikliği ile Crohn hastalığı arasındaki ilişkiye dikkat çekmektedir. Oral D vitamini desteğinin Crohn hastalığına olan etkisini incelemek amacı ile yapılan bir çalışmada remisyondaki 94 hasta rastgele iki gruba ayrılmış ve hastalara 12 ay boyunca 1200 IU/gün D vitamini veya plasebo verilmiştir. Çalışmanın sonunda vitamin desteği alan gruptaki hastalarda hastalığın nüksetme hızının daha yavaş olduğu, D vitamininin hastalığın nüksetme riskini azalttığı bulunmuştur. Crohn hastalığı tanısı almış olan bireylere uygun dozda D vitamini takviyesinin verilmesinin hastalığın seyrine olumlu etkisinin olacağı bu nedenle tedavi protokolü içerisinde yer alması gerektiği vurgulanmaktadır. Joseph ve arkadaşları (2009), Crohn hastalarının serum D vitamini seviyesi ile beraber hastalığın özelliklerini yorumlamak amacıyla katılımcıların beslenme alışkanlığını ve serum D vitamini düzeyini değerlendirmişlerdir. Araştırmaya 34 Crohn hastası ile cinsiyet ve yaş olarak eşleştirilmiş 34 İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS) olan hasta alınmıştır. Araştırmanın sonunda Crohn hastalığı olan bireylerin serum D vitamini seviyelerinin İBS olan bireylerden daha düşük olduğu bulunmuştur.

Ülseratif Kolit ve D vitamini

Ülseratif kolit; kalın bağırsak duvarının geniş bölümlerinde inflamasyon ve ülser ile kendini gösteren bir hastalıktır. Crohn hastalığından farklı olarak sadece kolon ve rektumda tutulum yapan ülseratif kolit, intestinal duvarın mukozal tabakasına etki etmektedir. Ülseratif kolitin patogenezinde; genetik, diyetsel, çevresel ve immünolojik etmenlerin rol oynadığı düşünülmektedir.

Türkiye’de yapılan bir çalışmada 40 ülseratif kolitli birey ile 29 sağlıklı bireyin D vitamini alımı ve kemik mineral yoğunluğu karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonunda ülseratif kolitli bireylerin kemik mineral yoğunluğu daha düşük, vitamin D seviyesi ise her iki grup da benzer bulunmuştur. Sonuç olarak, hastalarda görülen düşük kemik mineral yoğunluğunun hastalığın etkisi ile ortaya çıktığı düşünülmektedir

 İnflamatuar bağırsak hastalarının hastalık aktivitesi ve yaşam kalitesi ile D vitamini eksikliği arasındaki ilişkiyi araştıran bir çalışmaya 403 Crohn, 101 ülseratif kolit hastası katılmıştır. Çalışmanın sonunda, katılımcıların yarısında (%49.8) D vitamini eksikliği olduğu saptanmıştır ve bu oranın her iki grup arasında da benzer olduğu bulunmuştur (p>0.05). Bireylerdeki vitamin D yetersizliğinin, yaş ve bağırsak hastalığına geç tanı konması ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. İnflamatuar bağırsak hastalıklarından özellikle Crohn da D vitamini yetersizliği sık görülen bir bulgu olduğu ve artmış hastalık aktivitesi ile düşük yaşam kalitesinin ilişkili olduğu bulunmuştur.

! NOT:

İnflamatuar bağırsak hastalığı dünya genelinde artış gösteren kronik bir hastalıktır. Hastalığın D vitamini ile ilişkisini inceleyen çalışmalarda birbiri ile çelişkili sonuçlar bulunmaktadır. Ayrıca hastalığın mı D vitamini eksikliğine neden olduğu yoksa D vitamini eksikliğinin mi hastalığın patogenezinde rol oynadığı yapılacak araştırmalarla aydınlatılması gereken bir başka sorudur. Bu konuda daha büyük örneklemlerle daha uzun dönemli çalışmaların yapılması öneriler arasındadır.

 

Dr. Dyt. Çağatay Demir

Dyt. Zeynep Yeter

 

KAYNAKÇA

1. VITAMIN D AND INFLAMMATORY BOWEL DISEASES (Ankara Sağlık Bilimleri Dergisi 2012 1(3), 99-111) (Esma ENERGİN ASİL, Aylin AYAZ)

2. Abreu, M.T., Kantorovich, V., Vasiliauskas, E.A., Gruntmanis, U., Matuk, R., Daigle, K., Chen, S., Zehnder, D., Lin, Y.C., Yang, H., Hewison, M. and Adams, J.S. (2004). Measurement of vitamin D levels in inflammatory bowel disease patients reveals a subset of Crohn's disease patients with elevated 1,25-dihydroxyvitamin D and low bone mineral density. Gut, 53(8),1129-36.

3.Nicholson, I., Dalzell, A.M. and El-Matary, W. (2012). Vitamin D as a therapy for colitis: a systematic review. Journal of Crohns Colitis, 6(4), 405-411.

IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.